SPOR VE ÇOCUK
Günümüzde hızla gelişen teknolojinin
de etkisiyle, insanlar hareketsiz bir yaşama doğru ilerliyor. Çocukluğumuzda
sokakta oynamak büyük bir keyif ve gelişim sebebiyken, şimdi çocuklarımız her
türlü aktiviteyi küçük bir ekran karşısında yapıyorlar. Arkadaşlarıyla sohbet
etmek, oyun oynamak, müzik dinlemek, film izlemek gibi aslında sosyalleşme
anlamında önemli olan her aktivite artık bilgisayar ve akıllı telefonlar sayesinde
sanal olarak yaşanıyor. Bu durum beraberinde büyüme çağındaki çocuklarda hem
fiziksel, hem ruhsal açıdan ilerlemeyi yavaşlatıyor. Daha ileri düzeylerde
önceleri adını bile duymadığımız yeni hastalıklarla tanışmamızı sağlıyor. Diğer
tarafta fiziksel aktivitenin önemi, erken yaşlarda spora başlamanın ileriki
yaşlarda oluşabilecek olası riskleri azaltmasıyla ilgili çalışmalarda devam
etmekte. Sporcuların gelir düzeyindeki artış ve toplumda popüler birer imge
olmaları da çocukların spora olan ilgisini arttırmakta. Çocukların fiziksel
aktivitelere katılması noktasında ailelere önemli görev ve sorumluluklar
düşmekte. Konu hakkında kendi çocuklarım için yaptığım araştırmalar sonucu
ulaştığım bilgileri ve hayatımdaki fiili durumlarla ilgili bazı yaşadıklarımı paylaşmaya
çalışacağım.
Ortaöğretim çağına kadar geçen süre
çocukluk dönemi olarak tanımlanıyor. Bu dönemde çocuklar hızlı bir büyüme,
gelişme ve değişim süreci yaşıyorlar. Spor ve fiziksel aktivitelerin, bu
dönemdeki önemi ve çocuğa katkısı üzerine dünyada birçok araştırma yapılmakta.
Yapılan araştırma ve çalışmalar neticesinde, kas ve kemik gelişimi açısından,
çocuğun yaşına uygun, iyi programlanmış
fiziksel aktivitenin pozitif sonuçlar doğurduğu çıkıyor ortaya. Bu
durumu çevrenizde aktif sporun içinde olan insanları gözlemleyerek
değerlendirebilirsiniz.
5 yaşına kadar çocuklar için;
fiziksel olarak birçok temel beceriye sahip olmalarına rağmen dikkatleri uzun
süreli olmadığından, parklarda oynamak, koşmak, zıplamak, ebeveyn kontrolünde
suda oynamak gibi, çoğunlukla eğlenceli oyun aktiviteleri daha uygun olabilir.
Bunların dışında bir spor olarak cimnastik, orf, dans gibi alternatifler
değerlendirilebilir. Fakat eğitmenlerin pedagojik yeterliliği ön planda
tutulmalı. Kızım 6 yaşında cimnastiğe başladığında 2 yaş küçük olan oğlum bir
türlü ikna olmamıştı. Ama profesyonel eğitmenler sayesinde kısa sürede birlikte
spor hayatlarının ilk adımını atmış oldular. Eğitmen çok önemli.
9 yaşına kadar çocuklar için; motor
becerileri ve tehlikeyi algılamaları gelişmeye başladığından bireysel sporlara
ilk adımlar atılabilir. 7-8 yaşından itibaren takım sporlarına daha rahat
adapte olabiliyor çocuklar. Takım sporuna başlayan çocuklarda disiplin,
kurallara uyma, birlikte hareket edebilme gibi kavramlar yerleşiyor. Bu durum
tecrübeyle sabittir :) Bisiklet, tenis, kayak, dans gibi sporlara başlangıç
için iyi zaman. Fakat şunu belirtmeliyim bu zamana kadar çocuklarınızı
özellikle yarışmalardan ve müsabakalardan uzak tutmanızda fayda var. Çevremde
bu yaş grubundaki çocuklarını müsabakalara sokarak, kaybettiklerinde
yaşadıkları sıkıntıdan dert yanan arkadaşlarım yok değil. Çocuğu desteklemeli,
övmeli, motive etmeli, cesaretlendirmeliyiz. Önceliğimiz sporu sevdirmek ve
sporun bir yaşam tarzı olduğunu anlamalarını sağlamak olmalı diye düşünüyorum.
10 yaşından sonraki çocuklar için;
yaşına ve yaptığı branşa uygun teknik çalışmalar başlamalı. Teknik-taktik ve
oyun kurallarını daha rahat algılayıp yorumlayabildiği için bireysel ve takım
sporlarında müsabakalarda yer alma başlıyor. Bu süreçten geçerken çocukta takım
ruhu,arkadaşlık, liderlik ve grup içi iletişim özellikleri de gelişiyor. Önemli
olan aile ya da çevrenin yönlendirmesiyle başlanan spor aktivitelerinin artık
çocuğun istek ve seçimine bırakılması. Yetişkin çocuklar başlıklı yazımda belirttiğim özgürlüğü ve sorumluluğu
çocuğa vermek büyük önem taşıyor.
13 yaş ve sonrasında; vücutta hızlı
bir gelişim olmasına rağmen esneklik azalırken, dikkat ve algı artıyor. Tercih
çocuğa bıraklılarak her türlü spor faaliyetinin uygun olduğu dönem. Önemli olan
hayatımızın içinde spora yer vermek.
Spora
başlama konusunda çocuğun gelişimi ve büyümesi dikkate alınarak karar vermek
daha uygun bir yaklaşım. Sabit olmamakla birlikte genel kanı ve kişisel olarak
fikrim, çocuklara 4-5 yaşından itibaren bazı sporların oyun aktiviteleri
şeklinde yaptırılmasının sağlıklı büyüme ve gelişme açısından uygun olduğu
yönünde. Başlangıç olarak cimnastik, yüzme, dans gibi sporlar oyun tarzında
planlaması kolay olduğundan tercih edilebilir. Organize ve takım sporlarına ve
müsabakalara katılım için 10 yaş baraj olarak görülebilir. Sonuçta birçok spor dalında üst düzey
antrenmanlar ancak 14-16 yaşlarından sonra başlıyor.
Çocuğun
fiziksel aktivite ve spora yönlendirilmesinde ailenin önemli görev ve
sorumlulukları var. Sadece topluma uymak için, popülist tercihler yerine
çocuğun yaşına ve gelişimine uygun yöne sevketmek başlangıçta ailenin
sorumluluğu. Yaptığımız veya igilendiğimiz sporu ve kendi becerilerimizi
çocukla paylaşmak, hem gayret ve emeğin bir karşılığı olduğunu, hem de en iyi
olmak zorunda olmadan da sağlık ve eğlence için spor yapılabileceğini anlatmak
açısından önemli. Artık büyük şehirlerde birçok resmi ve özel spor okulları
sayesinde hemen her branşta aktivite imkanı mevcut. Başlangıçta bu
aktivitelerden mümkün olan en çok sayıda farklı aktivite denetmek, çocuğun
istek ve yeteneği olan branşı seçmesinde daha yararlı ve yaptığı sporda
başarılı olmasında etken. Önemli olan bireysel branşlar yanında takım
branşlarını da denemek. Ekipman, antrenör ve çalışma şekli de önemli hususlar.
Oğlum eşimin
tüm ısrarına rağmen basketbol oynamak istemedi.
Babası gibi futbola merak saldı :) Yaklaşık 6 aydır çok başarılı
bulduğum antrenörler eşliğinde, kendi yaş grubuyla spor yapıyor. Bizim önceliğimiz onun eğlenmesi ve
yaşıtlarıyla güzel zaman geçirmesi. Aynı spor okulunda karşılaştığım bazı
velilerin çocuklarına kazanma hırsını erken aşılamalarına tanık oluyorum. Bunun
7-8 yaşındaki çocuğu spordan soğutabileceğini, diğer çocuklara fiziksel zararlar
verdirebileceğini, kazanamadığında çocuğun psikolojik olarak olumsuz
etkileneceğini unutmamak gerek. Doğru olan çocuğu izlemek, cesaretlendirmek,
desteklemek, kendine, takım arkadaşlarına ve rakibe saygı duymanın önemini
kavratmak. Çocuk yarışma seviyesine geldikten sonra kazanma hırsını arttırmak
ve motive etmek daha uygun.
Kızım şu an
voleybol oynuyor. Müsabaka yaşına gelene kadar hazır olması için elinden geleni
yapıyor. Antrenörleri de bu yönde yönlendiriyor. Spor, kulüp çatısı altında
yapıldığında yaş ve yarışma arasındaki denge korunuyor. Fakat bireysel
sporlarda bu durum farklı. Aslolan çocuğu zorlamamak.
Hayatı
boyunca farklı branşlarda spor yapmış ve halen yapmakta olan biri olarak,
çocuklarımızı spora sevkedelim derim. Okul hayatına, sosyal ilişkilere,
kişiliğe, gelişime olan katkısının yanında, kötü alışkanlıklardan uzak tutma
açısından da önemli. Yetişkinlikte ortaya çıkan birçok hastalığın, çocukluktaki
hayat kalitesiyle ilgili olduğunu söylüyor uzmanlar. Öyleyse hastalık riskinin
azalması, kişisel ve sosyal gelişim, konsantrasyon, kendine güven, ruh sağlığı,
kendini tanıma, saygı duyma, zaman yönetimi, mücadele yeteneği, takım
çalışması, hoşgörü gibi değerleri kazanmamızı sağlayarak sadece fiziksel değil
aynı zamanda zihinsel olarak bizi geliştiren aktiviteler için çocuklarımızı
teşvik edelim. Atamız “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” derken mutlaka
bildiği bir şey vardı :)
Sporla sağlık bulan neşeli, keyifli ve mutlu hayatlar
yaşamanız temennisiyle...
BUGÜN HAYATIMIZIN GERİYE KALANININ İLK GÜNÜDÜR...
Yorumlar
Yorum Gönder