MUTLULUK PROJESİ
Uzun bir aradan sonra nihayet tekrar blogumla ilgilenecek zamanı yaratmaya başlıyorum. Çok yoğun geçen bir dönem oldu benim için. Bazı ufak sağlık sorunlarım, ramazan ayı, okul tatili dolayısıyla çocuklarla daha fazla zaman geçirme imkanını kaçırmama isteğim, evimizin taşıma işleri, izin dönemi sebebiyle eleman eksikliğinden kaynaklı iş yükündeki artış, velhasıl yazmak için pek imkan yaratamadım. Tüm bu saydıklarımdan dolayı çok mutluyum aslında. Hepsini yaşarken büyük bir keyif alarak, huzurla ve keyifle geçirdim zamanımı. Ama fiziksel olarak yorulmadım desem yalan olur :) Neyse bu tatlı dünya telaşları sayesinde hayatı algım ve yaşantım değişiyor, gelişiyor. Tesellisi de bu olsun diyelim.
Yazmak için zaman ayıramadım ama diğer blog yazarı arkadaşlarımı takip etmeyi ihmal etmemeye çalıştım. Mesela BlogHocam 'ın şimdiye dek ülkemizde pek rastlamadığımız tarzda bir özveri, saygı ve sorumlulukla blogculara sağladığı yardımları, +evde yazar blogunun yazarı arkadaşımın hayallerini takip edip çıktığı yolda aldığı mesafeyi takip etmekten geri durmadım :) Böyle dinamik ve ufku geniş "global insan" olarak tanımladığım kişilerin , onlar farkında olmasada hayatlarımızın bir anına yaptıkları dokunuşlarla yarattıkları farklardan dolayı kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum.
Bu duygu ve +evde yazar blogunda okuduğum "Sahiden mutlu musunuz?" yazısının etkisiyle daha önce taslağını yazdığım mutluluk konulu yazımı yayımlamaya karar verdim.
İnsan ne için yaşar? Bu sorunun cevabı çoğumuz için mutluluktur sanırım. Peki mutlu bir hayat yaşamak için ne yapıyoruz? İşte can alıcı nokta burası herhalde. Çoğunlukla yaptığımız davranışlar ve tutumumuz bizi mutlu etmek yerine mutsuz kılıyor. Yani biz mutlu olmayı beceremiyoruz bir türlü. Şimdi işin şifresini açıklıyorum. "BEKLENTİSİ OLMAYANIN HAYAL KIRIKLIĞI OLMAZ." Şimdi bunu biraz açalım. Hayatımızı hep beklentiler üzerine kuruyoruz. İyi bir okul, iyi bir iş, iyi bir eş, iyi bir ev, iyi bir araba...... Elbette her şeyin en iyisini istemekte bir sakınca yok, hatta doğrusu da bu. Ama sadece istemekle yetinince ve çaba göstermeden bekleyince bu istekler kendiliğinden olmuyor. Olmayınca da mutsuz oluyoruz. Halbuki tüm bu insanca isteklere ve hayallere programlı bir hayat düzeni kurarak, gerekli sabır, çalışma ve azimle ulaşmamak pek olası değil. Bizler ya sabırsız davranıyoruz, ya yeterince çalışmayıp hazır bekliyoruz (sırtımızı hep birilerine dayayarak yaşamaya alıştı(rıldı)ğımız için) ya da planlamayı ve hedef koymayı beceremiyoruz. Sonra hep mutsuz olma hali sardığında şikayet ediyoruz.
Oysa sakin olup kendi hayatımıza dışarıdan bakmayı başarabilsek, aslında etrafımızda her an bir sürü mucizevi olayın cereyan ettiğini ve bu olayları yaratan insanlar tarafından kuşatıldığımızı görmek zor değil. Mutlu olmak için onca gerçek varken, mutsuz olmayı başarabilmek bizim için extra bir meziyet :)
Mutluluk sanattır ve aynı zamanda istisnasız herkesin başarabileceği bir sanattır. Sadece ruhumuzu biraz daha dinlemeye ve anlamaya ihtiyacımız var. Hayat denen tiyatroyu yüzyıllardır oynamayı başarmış insanoğlu için bu sanatı icra etmek zor olmamalı :) Konuyla ilgili daha önceki yazılarımda
da kendimce bazı ipuçları ve çözüm önerilerim olmuştu. Umarım bu yazım
da birkaç kişinin bile olsa hayatlarında bazı algıların değişmesine
sebep olur.
Son olarak sizlere konuyla ilgili Gretchen RUBİN' in yazdığı, Murat KAYI' nın çevirisini yaptığı Mutluluk Projesi isimli keyifli bir kitap tavsiye etmek istiyorum. Umarım beğenirsiniz.
Sevgi, saygı ve ışıkla...
BUGÜN HAYATIMIZIN GERİYE KALANININ İLK GÜNÜDÜR...
Yorumlar
Yorum Gönder