ESKİ


       Eski güzeldi, candı, hayattı. Ne varsa eskiye dair hep tebessümle hatırlarım. Hayatı çok süratle tüketmeye başladığımız günümüzde, eskiye duyulan özlem gittikçe artıyor. Ya da yolun yarısını geçince, insanın ardına bakmak için daha çok zamanı oluyor:) Hayatın hızlı akışı içinde artık bırakın dost edinmeyi, arkadaş bulmak bile neredeyse imkansız. Sürekli bir koşturma halinde herkes. İnsanlar hep bir beklenti ve şüphe üzerine kuruyorlar artık ilişkilerini. Çoğunluk sanal alemde arıyor yeni arkadaşlarını,sevgilisini ya da eşini. Sanal alemin hayatımıza kattığı sanal ilişkiler:( Oysa "eski" farklıydı, sahiciydi, gerçekti. Şimdilerde unutulmaya yüz tutan“Mahalle kültürü” vardı çocuklarımızın bilmediği. Yaşanmadan anlatılması zahmetli olan bir bağ vardı insanlar arasında. Herkes birbirini kollar, korur, sahip çıkardı. Birinin derdine herkes dertlenir, sevinçler hep beraber kutlanırdı mahallelerde. Komşu mahallelerle maçlar olurdu. Mahalle maçları:) Bir abisi olurdu mahallenin mert, dürüst, delikanlı, bir de ablası, genelde bu abinin içten içe yandığı. Hani şarkıda¹ anlatılan gibi hikayeler olurdu:) Biri bi belaya bulaşsa, kahvedeki herkes koşardı yardımına. Şimdi bakıyorum çoğu, abartılı sayılarda arkadaş ya da takipçi sahibi olmakla övünüyor ama başı sıkışsa kalkıp gelecek kimsesi yok aslında, ne garip değil mi? İnsanlar daha mutluydu eskiden birçok yokluğa rağmen.Şimdi herşey elimizin altında ama mutlu muyuz gerçekten acaba? Ben de sanal alemi kullanıyorum evet ama hala eskiyi arıyorum. Eski dostlukları, eski mahalle kültürünü, eski şarkıları ....Şükürler olsun ki, çevremizde hala büyürken eskimeyen¹¹insanlar var. Buradan hepsine selam olsun. Büyürken eskimeyen, eskisede değerlenen insanlardan olabilmek dileğiyle...
Sevgi, saygı ve ışıkla......

BUGÜN HAYATIMIZIN GERİYE KALANININ İLK GÜNÜDÜR...


¹"Sebahat Abla" şiir: Murathan MUNGAN
¹¹"Eski" söz: Şebnem FERAH - Sezen AKSU

SEBAHAT ABLA
Kahvenin önünden şöyle salınıp geçerken
Hayat dururdu sanki zamana değmeden
Bulaşır neşesi konuşup söylerken
Dağılırdıgam keder insanın kalbinden

Mahallenin sevgilisi kadeh gibi çınlar sesi
Yaz kış açık penceresi ah, Sebahat Abla
Patiskadan perdeleri rüzgar taşır etekleri
Saksıları,çiçekleri ah, kokuyor hala

Çamlarına vururken batan güneşin rengi
Radyoda ince saz söyler kalptekini
Ne ruhun esrarı ne aşkın kudreti
Herkes öder gün gelir payına düşeni

Mahallenin afilisi siyah meşinden ceketi
Yara gibi gülümserdi ah Eşref Abi
Rakıyı susuz içerdi Sebahat ablayı sevdi
Ortalığı duman etti ah, Eşref Abi

İkisi de sahipsizdi kimse bilmez neden bitti
Kavuşmadan kaderleri buşarkı bitti

ESKİ
Eski bir şiir, eski bir hikaye
Eski bir ezgi var aklımda
Herkes hayattaydı bildiğim herkes
Hiç korku yoktu, yoktu aklımda
Eski bir kitap, eskimiş resimler
Eski bir şarkı var aklımda
Sevdiğim birini hiç kaybetmemiştim
Kaybetmek yoktu, yoktu aklımda
Sıradan basit bir günün uğruna
Hiç dua etmemiş, hiç yalvarmamıştım
Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin
Nasıl böyle kaldın
Büyürken eskimeyen, eskisede değerlenen
Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin
Nasıl böyle kaldın
Yoksa sende sadece öyle duranlardan mısın?
Eski bir oyun, eski bir sokakta
Eski bir hırka var omzunda
Aşka inanırdım, her hücremle
Hiçbir yük yoktu, yoktu omzumda
Sıradan güzel bir günün uğruna
Hiç dua etmemiş, henüz yalvarmamıştım
Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin
Nasıl böyle kaldın
Büyürken eskimeyen, eskisede değerlenen
Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin
Nasıl böyle kaldın
Yoksa sende sadece öyle duranlardan mısın?

Yorumlar

Popüler Yayınlar