ÇOCUK AKLI, DÜZ MANTIK:)

           Hani şu yaptığın işi sev ya da sevdiğin işi yap, yoksa mutsuz olursun düsturu var ya, işte koca bi yalan aslında. Mutluluk ve huzur için tek ihtiyacımız iş değil. Hayatın, iş dışında kalan zamanlarında uğraştığımız hobilerle fazlasıyla telafi edebiliriz açığı. İhtiyacımız olan tek şey bakış açısını biraz değiştirmek. Hepimiz çalışmak ve para kazanmak zorundayız. Evet faturalar sevgiyle ödenmiyor maalesef :) Fakat çalışma olayına, hayatımızın iş dışındaki kısmını kaliteli hale getirmek için yapmamız gereken bir olgu olarak bakarsak ve iş dışındaki zamanda bize iyi gelecek hobilerle uğraşırsak hem hayat kalitemizi ve huzurumuzu arttırmış olur, hem de işe daha iyi motive olup, verimli bir çalışan olabiliriz. Herkesin kendini iyi hissettiği ve yapmaktan keyif aldığı sosyal bir etkinlik ya da bir hobi vardır. Hayatı değerli kılan, kişinin bunu fark etmiş olması ve ilgi alanlarına zaman ayırması. Asıl önemli olan ne yaptığımız değil, yaptığımıza ne kattığımızdır. Kişiliğimizdir, yaptığımız her işi belirgin ya da silik kılan. Şunu idrak etmeliyiz ki; çocuklar, yaptıklarıyla her zaman hayatın nasıl yaşanması konusunda bize ışık tutuyorlar. Biz onların yaptıklarına “çocuk aklı,düz mantık işte :)“ diye sevimli yakıştırmalar yaparken, onlar aslında hayatın gerçeği ne ise onu algılıyor, yaşıyor ve önümüze sunuyorlar. Çünkü çocukların para kazanmak, fatura ödemek, kredi ödemek gibi tasaları yok. Amacı sadece mutluluk olan insan, bu durumu sadece çocuklukta mı yaşayabiliyor? Galiba bunun cevabı çoğumuz için evet :(
Eşim fotoğraf çekmeyi çok severdi. Kazandığı ilk parayla aldığı mekanik fotoğraf makinesine öyle aşıktı ki, bazen makineyi kıskanmıyor değildim:) Zaman geçtikçe teknolojiye yenilen makinesiyle daha az ilgileniyordu. Hayatla ilgili bazı kaygılarının arttığı ve kendini yorgun hissettiği dönemde, onun tekrar hayatı yakalaması için birşeyler yapma fikri ve gayreti içindeydim. Fakat ne yapsam etkisi geçici oluyordu. Onu silkeleyecek aksiyonu bir türlü başaramamıştım. İşte bir anda çocuklarımın oyun oynarken aldıkları keyif geldi aklıma. Hoşlandığı şeylerle ilgilenen herkes, her zorluğu, buna dayanarak atlatabilirdi. Bu fikirden hareketle, sık gitmekten hoşlanmadığımız o kalabalık alışveriş merkezlerinin birindeki teknoloji mağazasının önünden geçerken, “hadi bir bakalım içeriye” dedim. “Ne bakacağız ki “ dedi eşim. “Sana fotoğraf makinası alacağım”deyince gözlerinin içi parladı sanki. İçeride son derece ilgili bir satıcıyla beraber alternatifleri değerlendirdik ve daha o andan itibaren eşimin üzerindeki olumsuzluk bulutu dağılmaya başlamıştı bile. Tesadüf odur ki; ertesi gün Fenerbahçe kafilesini karşılamak için oğlum spor okuluyla birlikte otele gidecekmiş. Yani makinenin bize katılma zamanlaması, ben bilinçli olarak planlamasam da müthiş bir güne denk geldi. Velhasıl ben hariç ailenin kalanı ertesi gün yeni makinemizle beraber kafileyi karşıladılar. Eşim çektiği fotoğrafların bir kısmını gazetecilerle bile paylaşmış. Tabi uzun boyunun avantajıyla iyi kareler yakalamış o kalabalıkta:) Çocuklar için fevkalade güzel bir gün olmuş. Eşimin mutluluğu ise paha biçilemez.
Herşeye sahip olduğumuzu sanıyoruz fakat kendimize çok uzak duruyoruz. Halbuki bize daha yakın ne var hayatta bizden başka? Kendinize zaman ayırın. Hayatı dahalarla (daha kaliteli, daha sağlıklı,daha mutlu, daha keyifli, daha huzurlu, daha dinamik, daha canlı,daha sevgi dolu......) yaşamak için hobilerinize zaman ayırın. Emin olun ki yeterli zaman var. Hem de fazlasıyla:)

“İnsanların çoğu, ölümlerinden kısa bir süre öncesine kadar yaşamın ne olduğunu keşfedemez...
Gençken günlerimizi toplumsal beklentileri karşılamak için çabalayarak geçiririz...
Yaşamın büyük hazlarının peşinde koşmakla öylesine meşgulüz ki, yağmurlu bir günde çocuğumuzla parkta çıplak ayak dans etmek, bahçeye gül dikmek, ya da güneşin doğuşunu izlemek gibi küçük olan şeyleri kaçırırız...
En yüksek dağları fethettiğimiz, fakat kendimize hakim olamadığımız bir çağda yaşıyoruz...
Daha yüksek binalarımız var, fakat sabrımız çok az...
Daha tutkulu, fakat daha mutsusuz...
Zihinlerimiz daha dolu, fakat yaşamlarımız daha boş...
Yaşamın anlamı ve onun içindeki değerli rolünüzü keşfetmek için, ölüm döşeğini beklemeyin...
Robin Sharma“

Sevgi, saygı ve ışıkla...... :))

BUGÜN HAYATIMIZIN GERİYE KALANININ İLK GÜNÜDÜR...

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar